İnfovet dergisinde yayımlanan 'Anadolu'da Veteriner Hekim Olmak' adlı söyleşi. Veteriner Hekimlerin mesleğe bakışları, yaşadığı zorluklar gibi konular ele alınmıştır..
ANADOLU’DA VETERİNER HEKİM OLMAK
Kar-kış, kilometrelerce mesafe demeden hastanın ayağına
giden, ancak hastaya ulaşabilmek yeri geldiğinde 1 gününü harcayan, karşılığını
bile alamayan, mücadeleci bir meslek grubu veteriner hekimler. Sivas, Malatya,
Elazığ, Konya, Ağrı, Adana, Burdur illerine yaptığımız seyahatte, bu
bölgelerdeki serbest veteriner hekimlerle görüştük, beraber doğuma girdik, suni
tohumlama yaptık, hem sorunları dinledik, hem de çalışma koşullarını izledik.
Veteriner Hekimlerin dile getirdikleri ve düzelmesi için uğraşı verdikleri
birçok sorunları var. Doğu ile Batı arasındaki coğrafi farklılıklar göz önüne
alındığında Batı'ya oranla birçok dezavantajları var. Doğu'da merkezden ilçeye
veya köye en yakın mesafe 70-80 km. Hastaya çağrılan bir veteriner hekim kimi
zaman geliyor ki 3 saatini köye varabilmek için harcıyor. Yetiştiricilerin
hekimlere bakışı ve ilişkileri istenilen düzeye getirilememiş. Hayvan sahibi
yapılması gerekeni hekime bırakmak yerine kendi istediğini yapması için hekimi
zorluyor. Dolayısıyla ne kadar doğru olan yapılabilir, ne kadar etik hareket
edilebilir herbiri birer soru işareti... Bu bölgelerde yaşayan veteriner
hekimlerin sosyal yaşantısı çok kısıtlı. Bayram, tatil demeden hastaya
koşuyorlar. Bunun karşısında beklentileri daha fazla saygı. İnsan hekimine duyulan
saygı nedense veteriner hekime çoğu zaman duyulmuyor.
Kayıtdışı hayvan sayısı o kadar fazla ki, salgın bir
hastalıkta veteriner hekim hastalığın kaynağını bulmakta zorlanıyor. Devletin
öncelikle aşılama konusunda kontrolleri sıkılaştırması, aşılama esnasında
prosedüre uyulması ve kontrol mekanizmasının iyi kontrol edilmesi gerekiyor.
Birçok ilde tahlil yapabilecek bir laboratuvar yok. Hasta bir inekten alınan
kanın ilgili ile gönderilmesi ve sonucun gelmesi yaklaşık 1 hafta -10 gün
sürüyor ve sonunda hayvan sağ kalırsa....
Kimi zaman muayene ve tedaviye karşılık veteriner hekime
verilen bir kova süt veya yoğurt. Kulaktan dolma ilaç kullanımı çok yaygın,
veteriner hekimin ücretini karşılayamayacağı korkusuyla “komşunun ineğine iyi
geldi sen de kullan” şeklinde gereksiz ilaç kullanımı yapılıyor ve bu yanlış
tedaviler sonucunda çağrılan veteriner hekimden hayvanı kurtarması bekleniyor.
Bunların sonucunda veteriner hekimi suçladıkları ve güven duymadıkları birçok
olay gerçekleşiyor. Örneğin suni tohumlamada hayvanın gebe kalmamasından
veterineri suçlayanlar, kimi imkansız durumlarda mucizeyi bekleyen, veteriner
hekimsin nasıl yapamazsın diye çıkış yapan hayvan sahipleri... Bunların herbiri
veteriner hekimlerin mücadele verdikleri şartlar.
Serbest Veteriner Hekimlerin yurt genelinde, yerleşim
alanlarında dengeli bir dağılımı söz konusu değil. Uzmanlık eğitimi aradan
yirmialtı sene geçmesine rağmen çözülememiş durumda. Serbest Veteriner Hekimler
arası haksız rekabet önlenemediği gibi devlet Tarım Danışmanı adı altında
aldığı elemanların ne şekilde çalışacağını belirlememesi nedeniyle haksız
rekabete neden oluyor. Birçok yerde Serbest Veteriner Hekimler geçim derdine
düşmeleri nedeniyle hekimliği bırakıp adeta eczacı gibi ilaç satar hale
gelmişler. Tarımdaki yapısal sorunların çözülmemesi nedeniyle hayvancılık
sektöründe sağlıklı yapılanma yapılamamakta dolayısıyla serbest veteriner
hekimlerin sektördeki etkinliğini ve hizmetini olumsuz etkilemeğe devam
etmektedir. Aynanın diğer yüzünü çevirip veteriner hekimlerin yaptıkları
yanlışlara bakarsak, kimi zaman deontolojinin, meslek etiğinin doğru
işlemediğini görüyoruz. Bunun içinde gereksiz ilaç kullanımı, kontrol
mekanizmasının doğru işlememesi gibi birçok sebep var. Serbest Veteriner
Hekimlerin sorunları; ilk serbest veteriner hekim muayenehanesinin Konya'da
açılması nedeniyle 26 Nisan 1986 tarihinde Konya'da düzenlenen Serbest
Veteriner Hekimler I.Ulusal Kongresinde, daha sonraları 25 Nisan 1987 İstanbul
ve 16-17 Nisan 1988 tarihinde Bursa, Uludağ'da düzenlenen Ulusal Toplantılarla
tartışılmış fakat bu toplantılarda bir çok kararlar alınıp Bakanlık
yetkililerine iletilmesine rağmen yabancı ülkelerdeki özellikle AB
müzakerelerinin gündemde olduğu şu günlerde AB normlarında bir Serbest
Veteriner Hekimlik Hizmetinden bahsetmek çok zor. Ciddi anlamda bir kargaşa ve
düzensizlik yaşanmakta, bu alanda sorunlar gittikçe artmaktadır.
AB ülkeleri incelendiğinde serbest veteriner hekimlere
yönelik uygulamalar ülkelere göre değişmektedir. Bu yapısal farklılıkların
giderilebilmesi ve veteriner hekimlerin mesleki denetim ve ruhsatlandırmayı
yapacak yapısal kurumların benzer yapıda oluşturulabilmesi için FVE tarafından
çalışma yürütülmektedir. AB'de serbest veteriner hekimler çalışmaları yanında
kamudan bazı sorumlulukları ve yetkileri almak suretiyle faaliyetlerini
sürdürmektedirler. Tabii ki uzmanlık gerektiren sorunun çözümü için konunun uzmanı
kuruluşun olmaması, çok sayıda yasa ve yönetmelik çıkarılmasına rağmen serbest
veteriner hekimlik hizmetleriyle ilgili sorunların çözülmeyip ertelenmesine ve
daha doğrusu her seferinde bir başka bahara kalmasına neden olmaktadır.
Bu sorunlara göz attığımızda;
• Serbest Veteriner Hekimlerin yurt genelinde, yerleşim
alanlarında dengeli bir dağılımı söz konusu değildir,
• Uzmanlık eğitimi aradan yirmi altı sene geçmesine rağmen
halen çözülebilmiş değildir,
• Serbest Veteriner Hekimler arası haksız rekabet
önlenemediği gibi devlet Tarım Danışmanı adı altında aldığı elemanların ne
şekilde çalışacağını belirlememesi nedeniyle haksız rekabete neden olmaktadır,
• Serbest Veteriner Hekimlerin geçim derdine düşmeleri
nedeniyle hekimliği bırakıp adeta eczacı gibi ilaç satar hale gelmişlerdir,
• Tarımdaki yapısal sorunların çözülmemesi nedeniyle
hayvancılık sektöründe sağlıklı yapılanma yapılamamakta dolayısıyla serbest
veteriner hekimlerin sektördeki etkinliğini ve hizmetini olumsuz
etkilemektedir,
• Sosyal güvence yönünden ileriye dönük güvenli bir gelecek
yok.
• Serbest Veteriner Hekimlerle ilgili bürokratik yaptırımlar
hala kamuda muhafaza edilmektedir, oysa bu yetkiler meslek odalarına devir
edilebilir, denetim kamu tarafından yürütülebilir.
• Muayenehane açacak Veteriner Hekim'e mesleğini belli
standartta icra edebilmesi için kaynak sıkıntısının giderilebilmesi amacıyla
ucuz meslek kredisi sağlanmalıdır, yeterli finansman bulamayan veteriner
hekimler belli standartta muayenehane açıp gerçek anlamda hizmet veremiyor.
• Reorganizasyon sonucu Bakanlıkta serbest veteriner
hekimlerin sorunlarına çözüm getirecek bir birimin olmaması sıkıntıyı
arttırıyor,
• Kamuda hangi ad altında olursa olsun kamu Veteriner
Hekimlerine tatminkar ücret ödenerek sadece oto kontrol hizmeti vermeleri
sağlanmalı, klinik faaliyetlerine son verilmeli,
• İl Müdürlükleri yerine, Meslek odalarının eğitim
faaliyetlerini arttıracak şekilde düzenlemelere gidilmeli, bu konuda bazı
yaptırımlar getirilmelidir.
• Ruhsat iptalleri v.s serbest veteriner hekimlerle her
türlü bilgiler ilgili Veteriner Hekim Odasına bildirilmelidir.
Tüm bu sorunlar bugüne kadar süre gelen sorunlardır. Sahada
görev yapan serbest veteriner hekimlerle yapmış olduğumuz görüşmelerde
hekimlerin sorunlarını dinledik ve bu yazımızda sizlerle paylaştık. Veteriner
Hekim kimdir, ne iş yapar, nasıl iş yapar? Hekimlerin kendi ağzından dile
getirdiklerini okuyalım.
ANADOLU'DA BAYAN VETERİNER HEKİM KABUL EDİLMİYOR
Fatma Güçlü
Veteriner Hekim |Sivas|
1991 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Fatma Güçlü, meslektaşı ve eşi Kadir Güçlü ile aynı klinikte
veteriner hekimlik yapıyor. Fatma Güçlü, Anadolu'da bayan veteriner hekim
olmanın zorluklarını anlattı.
Anadolu'da bayan veteriner hekim olmanın en büyük zorluğunu
ben yaşamışımdır. Köylü, burada kesinlikle bir bayanın veteriner hekim
olabileceğini kabullenemiyor. Beni klinikte görüp, hekim beyin eşi burada
rahatsız etmeyeyim diyerek dışarı çıkanlar, ahırdan içeri sokmayanlar, ahıra
girerken bayansınız siz oturun diyerek altıma sandalye taşıyanlar... Bir
bayanın veteriner hetim olabilceğini veya hekimlik yapabileceğini kabul
edemiyorlar. Bayan olarak iletişim kurabilmeniz çok zor, tek başıma bir hastaya
gitme şansım yok, ya müdahale ettirmezler ya da söylediğime inanmazlar.
Bir süre mezbahada veteriner hekimlik yaptım. İnsan
sağlığına zararlı, imha edilmesi gereken sakatatı ayırıyordum. Birgün
kesinlikle imha edilmesi gereken sakatatları bir kenara ayırırken orada görevli
bir kişi elinde bıçakla gelip, milli serveti yokediyorsunuz, hepsine sağlıklı
raporu vereceksiniz diyerek karşı çıktı, olay mezbaha müdürüne yansıyarak
yatıştırıldı ve bu işi bırakmama sebep olan bu olayı yaşadım. Şu anda klinikte
sadece klinisyen olarak çalışıyorum, eşimin aynı meslekten olması benim için
avantaj, yoksa tek başıma arabaya binip hastaya gitmem gibi bir ihtimal yok.
Aşı alacaklar bile beni gördüklerinde dikkate almayıp hala Kadir Bey'i veya
görevli kişiyi sorarlar. 15 yılda yavaş yavaş bir güven oluşturmaya başladık ve
hekim olabileceğimi az da olsa kabul etmeye başladılar. Ayrıca bir bayan için
veteriner hekimlik güç isteyen bir iş. Doğuma gittiğimde 3 gün kollarımı
kaldıramam. Burada Kangal köpekleri çok gelir. Bir bayan olarak kimi yerde
gücünüz yetmiyor. Bunu erkekler de yaşıyor, ancak daha çabuk tolere edebiliyorlar.
EKONOMİK KAYGI VAROLDUĞU SÜRECE DOĞRU TEDAVİ YAPILAMAZ
KADİR GÜÇLÜ
Veterİner Hekİm |Sİvas|
1991 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
1991 yılından bu yana Sivas'ta serbest veteriner hekim
olarak hizmet veren Veteriner Hekim Kadir Güçlü ile görüşmeye gittiğimizde
Kadir Bey, Hayribey Köyü'nden bir doğum için çağrıldı, yaptırdığı doğumu
beraber izleme şansını yakaladık. Çalışma ortamını birebir görme fırsatını
yakalarken, Sivas'ta bir veteriner hekim nasıl çalışır, en çok hangi vakalarla
karşılaşır hem gördük, hem de ardından Kadir Güçlü'den dinledik.
1991 Kasım ayından beri Sivas Merkez'de serbest veteriner
hekimlik yapıyorum. Gelir kaynağımın %70'i ilaç satışı, %30'u veteriner
hekimlik hizmeti oluşturmak üzere ağırlıklı olarak büyükbaş hayvanlara hizmet
veriyorum. Yaşadığımız sıkıntıların başında şehir merkezi ve köyler arası
mesafelerin uzunluğundan dolayı ulaşım zorluğu ve maddi kazancın kısıtlı olması
geliyor. 20 km uzaklıktaki bir köye hastaya çağrıldığımız zaman köye ulaşmamız
kimi zaman 3 saati geçiyor. Ulaşım sıkıntısından dolayı vakaların %60'ına
gidemiyoruz. Bir hastaya çağrıldığımız zaman 2. veya 3. vakaya baktığımızda bu
hastalar için ücret alamıyoruz. Bir kez çağrıldığınızda 1 hastaya da
bakarsınız, 2 veya 3 hastaya da ama aldığımız ücret bir hastaya bakma
ücretidir, onu da alabilirsek... Kısacası ekonomik yönden yaşadığımız
sıkıntılar oluyor, ki bu ülkenin genel ekonomisiyle bağlantılı bir durum.
Veteriner hizmeti verirken yaşadığımız en büyük sıkıntı
ticari düşünmek zorunda kalmak. Özelleştirme ile hizmetin daha güzel olacağını
düşünmekle beraber alacağımız ücretlerin kısıtlı olacağından yine de geçim
sıkıntısı getireceği endişesi var. Mesleğimiz her geçen gün daha da kötüye
gidiyor. Ekonomik kaygı var olduğu sürece gerçek ve doğru tedavi yapılmıyor,
yapılamayacak da. Mesleğin uygulanmasında deontoloji taraftarıyım. Mesleğimizi
hak ettiği yere getirmek için etik kurallara uymamız gerekli. Örneğin bilindiği
gibi Şap aşısının hayvanların sevkinden en az bir ay önce yapılması zorunluluğu
var. Yapmış olmak için yapılan durumlar var. Brucella, çiçek, tuberkuloz
testleri ve aşıları yapılma zorunluluğu var ve usulüne uygun olmayacak şekilde
yapmış olmak için uygulama yapılıp hayvan gönderiliyor. Geçmişte de IBR
hastalığı 1996-97'lerde ithal hayvanlardan bu hastalıklar geldi o zamanlar
ithal hayvanlara aşılama yapılsaydı, IBR hastalığı ülkemize gelmezdi. O dönemde
Sivas'ta köylünün cebinde IBR aşısı gördüm.
İthal edilen hayvanlara yapılması gerekiyormuş ve siz yapın
diye sınırda verildi denildi. Yaptığımız işi tedavi ve kontrol etmek için
yapmamız gerekli.
DOĞRU AŞILAMA YAPILMALI
Geçen yıl tüm Sivas'ta Şap aşılaması yapıldı ancak 1 ay
sonra hastalık çıktı. Böyle olaylar sonucunda doğal olarak köylünün veteriner
hekime güveni kalmıyor. Köylünün güveni kalmayınca, veteriner hekimin hizmet
amacıyla geldiği imajı kayboluyor. Köylünün gözünde veteriner hekim para
kazanmak amacıyla kendisine geliyor şeklinde bir imaja bürünüyor. Devletin
bugün hayvancılık kooperatifleri var. Bir diğer hayvancılığı çökerten sorun da
bununla ilgili yaşanıyor. Müteahhitlere ihale açılıyor, şart koşuluyor 400 kg
canlı ağırlık olacak, 2 yaşını geçmeyecek, 3- 7 aylık arası gebe düve olacak
şeklide hayvan getirileceğine dair. Köylü borçlandırılıyor ancak bakıyorsunuz
köylünün kapısına 150 kg.lık kaşektik hayvanlar getiriliyor ve vatandaş
borçlanıyor, kapısına getirilen bu hayvanları almak zorunda bırakılıyor. Bu
hayvanların 85 tanesi IBR'den öldüler. Hekime sigorta şirketlerinden baskı
yapılıyor, 400 kg'lık hayvana nasıl 150 kg yazarsın diye. Bunu verirken kontrol
edin ediyorum. Sigortacı sigorta yaparken sormuyor. Olan vatandaşa oluyor ve
hayvancılık böylece daha da çöküyor.
HEKİMLİK HAYATIMDA YAŞADIĞIM İLGİNÇ OLAYLAR
2 başlı 6 ayaklı bir danaya doğum yaptırdım. Genetik
bozukluk oluşmuş enteresan olaylarla karşılaşıyorum. İkiz doğum denildi, olay
Sivas'ın Eski köyünde 1992 yılında oluyor. Arkadan baktığımda tek, önden
baktığımda çift buzağı görünüyor. Sezeryan yaptım, hayvan canlı doğdu, ancak
önce bir tanesinin kafası düştü, sonra diğerinin... Böyle bir olaydan o zaman
için çok etkilenmiştim.
Yaşadığım bir diğer ilginç olay 150-200 kg’lık bir ineğe
doğuma gittiğimde yaşadım. Pozisyon çok güzel, çengeli takıp kanala
getirdiğimde kanalın çapının dar olduğunu gördüm, hayvanın çıkması imkansız, bu
hayvanın yaşama şansı olmadığını sezeryan gerektiğini söyledim. Dana canlı
ayaklar hareket ediyor, ancak hayvan çıkmıyor. Hekimsen çıkar dediler. Dananın
kafasını kesip çıkarmam gerektiğini söyledim, zorla canlı dananın kafasını
kesmek zorunda bıraktılar, kestim . Mesleğinizden ve yaptığınız işten
utanıyorsunuz. Bu olayı bugün yaşasam hiçbir müdahele etmeden, oradan çıkar
giderdim.
VETERİNER HEKİMLERİN ÇABALARI TAKDİRE ŞAYANDIR
OSMAN GÜDER
Veterİner Hekİm |MALATYA|
1992 FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Osman Güler, 1993 yılından bu yana Malatya'da sahada serbest
veteriner hekim olarak çalışıyor. Osman Güler, veteriner hekim ile vatandaş
arasındaki kopuk diyaloğun sebeplerini kendi gözlemleriyle şöyle anlattı.
Genelde Malatya'da bulunan veteriner hekimlerin gelirleri
klinik çalışmalarıdır. Malatya'da serbest veteriner hekimlik 1979-80 yıllarında
devreye girmiştir. Üniversitelerde yeterli deontoloji dersi alamamalarından
dolayı, mesleğin nasıl icra edileceğini bilememelerinden dolayı vatandaş ile
diyalog belirli bir düzeyde tutulamamıştır. Böylece veteriner hekimlerin
vatandaşla dialogda gerekli seviyeyi koruyamamaışlardır. Eğitim ve kültür
seviyesi düşük bir toplumda yaşadığımızdan dolayı, üniversite tahsili yapmış
kişiler bile entellektüelitisini geliştirecek çalışmalar yapmazken halktan bunu
beklemek yanlış olur. Bunu düzeltmek için birçok arkadaşımızla gayret
sarfediyoruz.
HALA KATIR SIRTINDA GİTTİĞİMİZ MESAFELER VAR
2007 yılında hala katırla gidip geldiğimiz mesafeler var,
coğrafi olarak ve Malatyalılar olarak dezavantajımız diğer bölgelerde
kıyaslandığında hayvancılık 1. derecede geçim kaynağını oluşturmuyor. Böylece
veteriner hekimliğin önemi de 2., 3. dereceye düşüyor. Malatya'nın birinci
geçim kaynağı kayısı. Birinci derecede bu önemli olduğundan çiftçi tüm
dikkatini bu alana veriyor.
Ülkemiz gelişme gayreti içine olan bir ülke. Ülkemiz siyasi
açıdan şimdiye kadar iyi yönetilmedi. Bunların faturasını diğer sektörlerle
birlikte hayvancılık sektörü de ödedi. Gelişmiş dünya ülkelerinde örneğin bir
iş kolu geri ise, o konu süspanse edilerek geliştiriliyor. Türkiye'de rekabet
etme şansımız yok. Hayvancılığın devlet politikası haline getirilip ülke hayvancılığının
diğer ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye getirilmesi gerekir.
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hayvancılığa
çok uygun bölgeler var. Bu tür bölgelere ağırlık verilirse hem göçler
engellenmiş, hem de insanımızın yaşam seviyesi yükselmiş olacaktır. Suni
tohumlamada sağlanan destekleri çok takdir ediyorum. Veteriner hekimlerin
çabaları takdire şayandır. 24 saat, saatlerce yol giderek hizmet vermesi,
tohumlama yapması hem ülkeye hem hayvancılığa karşı fedakarlıkla yapılan
hizmetlerdir.
MESLEK HAYATIMIZ BOYUNCA HEKİM OLMAYA ÇALIŞTIK
FatİH MEHMET AVCI
Veterİner Hekİm |MALATYA-ELAZIĞ|
1992 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Avcı, 1992 İstanbul mezunu. Fatih Mehmet Avcı ile, midesine
çivi girmiş bir ineğe müdaheleye ve suni tohumlamaya beraber gittik ve Mehmet
Avcı, hekimliğin gerektirdiği fedakarlıkları anlattı.
Herşeyden önce hekim olmaya çalıştık. Esnaf olmaya
çalışsaydık daha verimsiz bir insan olurduk. Herşeyden önce hekimiz. Elbette ki
geçimimizi sağlamak için gelire ihtiyacımız var ancak hem ülke ekonomisine, hem
hayvancılığın ilerlemesine faydalı olabilmek için hekimliğimizi konuşturmamız
gerekli. Sahada tamamen bilim ve becerimizle, potansiyel birikimimizle
hastaları tedavi etmek durumundayız. Bu sahadaki bilgi birikimiyle edinilen bir
uzmanlıktır.
Ekonomik sebepler, zorlukların en başında gelir. Maddi
bakımdan sıkıntısı olmayan bir hasta sahibiyle daha rahat çalışabiliyoruz. Uzun
mesafelerden dolayı yaşadığımız zorluklar bir diğeri. Meslek aşkıyla tüm
zorluklara rağmen km.lerce uzaktaki hastaya koşan, maddi karşılığı olmadan
fedakarca çalışan bir meslek grubudur veteriner hekimler. Kurban bayramında
dahi bir hayvan keserken bir doğuma çağrılırız, hangisine yetişeceğinizi
şaşırırsınız. Sosyal yaşantımız kalmaz. Veteriner hekimlik fedakarlık gerektirir.
İlaç satışından para kazanılmıyor, desteklemelerden dolayı
suni tohumlama ile biraz para kazanmaya başladık. Avrupa'daki veya Amerika'daki
meslektaşlarımızla aynı gelir düzeyine sahip olmamız imkansız. Avrupa'da yıllık
200 bin dolar net kazancı olan veteriner hekimin Kanada'da 200 bin dolar net
kazancı varken, Türkiye'de bir veteriner hekim hayatı boyunca belki bu rakamı
kazanamamaktadır. Dünyada mesleki sıralamalarda Avrupa'da veteriner hekimler 1.
sırayı, diş hekimleri 2. sırayı, beşeri hekimler 3. sırayı alır. Türkiye'de bu
maalesef tam tersi. Türkiye’de veteriner hekimlik mesleği hak ettiği seviyeye
ulaşamamıştır. Avrupa’da veya Amerika’da veteriner hekimlik mesleğinin
saygınlığı ne yazık ki ülkemizde kazanılamamıştır.
ÜLKEMİZDE GEREKLİ ALT-YAPI OLUŞTURULAMADI
ABUZER GÖĞÜS
Veterİner Hekİm |MALATYA
1990 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Malatya-Adıyaman bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı
Abuzer Göğüs ile mesleki sorunları ve odanın mesleğe sağlamaya çalıştığı
katkıları konuştuk.
Konya Veteriner Fakültesi 1990 yılı mezunuyum. 1990'dan beri
serbest veteriner hekim olarak çalışıyorum. Hayvan hizmetleri ve tarım ile
ilgili ortak çalışmak amacıyla 1996'da 11 veteriner hekim, 1 beşeri hekim, 1 de
ziraatçi olmak üzere 13 ortaklı bir şirket kurduk. Ancak belli bir noktadan
sonra bu ortaklık yürümedi. Devletin yapmadığını yapmayı planladık, ancak maddi
sorunlar ve bireylerin birbirine bağlılığı olmadığından bu ortaklık yürümedi. O
yıllardan beri serbest hekim olarak çalışıyorum. Bu ülke bizim ülkemiz, herkes
verimli bir vatandaş olmaya çalışmalıdır. Bir Fransız “İnsanlara hergün balık
vereceğinize balık avlamayı öğretin” demiştir. Aynı şekilde bizim de devletten
beklentilerimiz, hibe sağlaması, dilenci örneği değil, vatandaş ve meslek temsilcisi
olarak orta hareket ederek yapabileceklerimizi saptamaktır. Verilen destekler
verim amaçlı olmalıdır. İnsanlarınn %35-40'ı tarımla geçinen bir ülkede
devletin bu konuda politikaları olmalıdır. Hazine arazilerini hayvancılığın
hizmetinde nasıl verimli hale dönüştürebilirizi devlet, bilim adamları,
vatandaş ortak hareket ederek oluşturabilmelidir. Tarladan sofraya her işlemin
yapılabileceği bir entegrasyon kurulabilmelidir. Hem istihdam sağlanabilecek,
hem üretime dönüşebilecek, hem bu insan gücü ülkeye faydalı olabilecektir.
Maalesef ülkede tarıma dayalı bir alt yapı oluşturulamadı.
ADIYAMAN VE MALATYA BÖLGESİ'NDEN 262 ÜYEMİZ VAR
Adıyaman ve Malatya Bölgesi bizim Odamıza bağlı, 262 üyemiz
var. Odamız 1992 yılında kuruldu. Firmaların toplantılarını oteller yerine
Odamızda yapmalarını teşvik ederek karşılıklı katkı sağlamayı amaçladık. 85
kişinin oturabileceği bir konferans salonumuz var. Bundan sonraki dönemde de
istihdam konusunun verimli hale dönüştürülmesi için çalışmalar yapmak,
hastalıklar konusunda bilinçlendirme yapmak gibi amaçlarımız var.
BATI'DAKİ MODEL DOĞU'YA UYGULANMAMALIDIR
MURAT KEBUDE
Veterİner Hekİm |SİVAS|
1989 FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Murat Kebude 1989 mezunu, 16 yıldır Sivas Merkez'de serbest
veteriner hekim olarak çalışıyor. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan ağırlıklı
çalışıyor. Kebude, bölgede leptospirosis, babesiosis, Şap hastalığı, Brucella
ve IBR'nin en çok rastlanılan hastalıklardan olduğunu belirtti.
Birçok zorlukları olmasına rağmen, emeğimizin karşılığını
alamamak, saha koşullarının zorlukları hariç meslekle ilgili bir sıkıntımız
yok. Muhattap olduğumuz kişilerin cahil olması ve hasta size gelmeden birçok
müdahele yapıldığı için tedavinin uzaması yaşadığımız en büyük sıkıntılar.
Müşterimizin cahil olması en büyük sıkıntımızdır. Bundan 15 yıl öncesine göre
az da olsa bir mesafe katedildi. Ayrıca bu bölgede mesafelerin çok uzak olması
büyük sıkıntı. 100 km uzaklıkta köylerimiz var. Bu mesafede bir köye gittiğimde
tüm günümüz gidiyor. Örneğin mesafelerin uzak olması bizi suni tohumlamadan
uzaklaştırdı. Devletten beklentimiz, Ankara'dan harita üzerinden coğrafi duruma
bakılarak karar verilmemesidir. Batıdaki mesafelerle Doğudaki mesafeler aynı
değil. Yaptığımız hizmetlerin buna göre değerlendirilmesi gerekli. Her ilin
coğrafi yapısına bakılarak değerlendirilmelidir. Sivas'ın bir tarafından diğer
tarafına 400 km mesafe vardır. Batıda bu kadar mesafe katedildiğinde 3-4 yere
uğrayabilirsiniz. Batıdaki model Doğu'ya uygulanmamalıdır. Devletin
yapabileceği en iyi şey hangi bölgede uygulama yapılacaksa o bölgenin coğrafi,
ekonomik, sosyal yapısı göz önüne alınarak ve bölgedeki insanların görüşü
alınarak karar vermektir.
MESLEK BEKLENTİLERİMDEN FAZLASINI KARŞILADI
CUMALİ YAKUT
Veterİner Hekİm |AĞRI|
2003 FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Ağrı ili Eleşkirt ilçesinde bugün itibariyle kamuda 4
veteriner sağlık teknisyeni, 3 veteriner hekim ve 3 özel veteriner hekim görev
yapmaktadır. Kamuda çalışan hekim ve teknisyen sayısı Mayıs 2006'da yapılan
atamalarda bu rakama ulaşmıştır. Ancak yoğun hayvancılığın olduğu ilçede hala
ekipman ve eleman eksikliği yaşanmaktadır. Bu ilçede görev yapan Veteriner
Hekim Cumali Yakut, mesleğiyle ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi.
İlçede yaklaşık olarak 40-45 bin civarı büyükbaş hayvan ve
60-80 bin civarı küçükbaş hayvan bulunmaktadır. Ticari manada kanatlı hayvan
üretimi yapılmamaktadır. Hekimlerin en eskisi 7 yıldır ilçede bulunup, diğer
hekimler 1 veya 2 yıldır ilçede görev yapmaktadırlar. Ben, 2 yıldır ilçede özel
veteriner hekim olarak çalışmaktayım. 2003 yılında Fırat Üniversitesi'nden
mezun oldum. Bu mesleği isteyerek ve severek seçtim. Bunda en önemli faktör
dayımın da veteriner hekimi olmasıdır. Hekimliğin, beklentilerimden daha iyi
olduğunu gördüm. Tedavi ağırlıklı olmak üzere aşılama ve suni tohumlama hizmetleri
vermekteyim. En büyük sıkıntılarımız bölge halkının eğitim ve gelir düzeyinin
düşük olması nedeniyle emeğimizin karşılığını tam alamamak ve yetiştiricilere
verdiğimiz tavsiyeleri yerine getirmemeleridir. Yine bölgenin kış şartlarının
çok ağır olmasından dolayı ulaşım ve çalışmalarımızda büyük sorunlarla
karşılaşabiliyoruz. Seminer ve kongre gibi aktivitelere iş yoğunluğu ve
mesafelerin uzunluğundan dolayı katılamamaktayım
DERDİNİ ANLATAMAYAN BİR CANLIYI TEDAVİ EDEBİLDİĞİM İÇİN
MUTLUYUM
TEOMAN TOYMAN
Veterİner Hekİm |BURDUR|
2000 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Akdeniz'de ki durağımız Burdur ili idi. Burdur'da
görüştüğümüz, 2002 yılı ağustos ayında Burdur ilinde özel veteriner hekim
olarak mesleği uygulamaya başlayan Teoman Toyman, 2000 yılı İstanbul
Üniversitesi mezunu. Toyman, veteriner hekimlik mesleğini seçme nedenini
anlatarak başladığı sohbetimizde yaşadığı mesleki zorlukları ve acı-tatlı
tecrübelerini anlattı.
Çocukluğumdan itibaren hayvanlara karşı ilgim, sevgim vardı
(annem, babam çalıştığı için). Anneannemin yanında geçti zamanım, anneannemin
hayvanları vardı. Onlarla vakit geçirir, onları çeşmeye sulamaya götürürdüm.
Meslek tercihim o zamanlardan kalma. Para kazanıyor, hem de bu işten zevk
alıyorum. Ancak her zaman dileklerim yerine gelmiyor. İnişli çıkışlı zamanlar
oluyor.
TEKER NASIL DÖNÜYOR?
Şükür geçinip gidiyoruz, teker dönüyor. Yani yetiştirici
arıyor. İneğim hasta, yemiyor içmiyor, deyince gidip tedavi ediyorum.
Yetiştirici yine arıyor, ineğim boğasadı diyor, yine gidiyorum. Sun'i tohumlama
yapıyorum. İnşallah gebe kalır. Arada bir kliniğe kedi, köpek getiriliyor.
Kuduz aşısı, karma aşı v.b. için. Burdur'da süt sığırcılığı hâkim, hastalar da
sığır ağırlıklı. Tedaviden ve tohumlamadan para da kazanıyorum; ama kazanç
yönünden tedavi daha iyi. Mesleğimiz zor, diğer sağlık sınıfı meslekler gibi
değil. Hasta onlara gidiyor, ama biz hastalara gidiyoruz. Kar, çamur, yağmur
dinlemeden, gece gündüz… Bu yüzden sosyal hayatımız yavaşlıyor. İşimizden taviz
verip zaman ayırıyoruz. Ancak en çok üzüldüğüm durumlar: güzel giyinemiyorum,
parfümler fıslayıp etrafa güzel kokular yayamıyorum (eczacılar gibi örneğin).
Mesleğin cilvesi su ve sabunla bol bol buluşuyoruz. Hitap ettiğimiz insanlar
üzücü de olsa eğitim seviyesi düşük bir kesimde. Bu durumda anlaşmak zor
oluyor. Bazen yetiştirici hatalı anemnez veriyor, saklıyor, ne olacaksa,
eğitimsizlik işte, tedavi uzuyor. Yetiştirici bizi arkadaş gibi görüyor
seviyeyi ve sınırları aşağıya çekiyor şakalaşma, dalga geçme, argo kelimeler,
bu kişileri uyarıyorum. Bir garip oluyor, sonra aklıma geliyor; biz ticaret
yapıyoruz hekimlik değil! Meslektaşlarımız bu konularda taviz vermişler
herhalde ki böyle oluyor, tepki verince şaşırıyor yetiştirici, meslektaşlar
arası iletişim zayıf, dolayısıyla birlik olup karar alamıyorsun, alsan da
uygulayan yok.
DEVLETTEN NE BEKLİYORUZ?
Devlet, bize bıraksın, bizler en iyisini yaparız. İşimiz bu
zaten. Devlet bize daha fazla önem versin, işimiz insanlara daha sağlıklı
hayvansal ürünler sunmak. Kalkınmanın en önde giden neferleriyiz. Devletin
veteriner hekimlere bakışı değişmeli, veteriner hekimlerin olması şart.
Öğrenmeli, öğretilmeli. Gıdaya bakarız, suya da bakarız, sun'i tohumlama da
yaparız, hayvanları da tedavi ederiz; tedavi ederken de öğretiriz. Ben
konuşamayan, derdini anlatamayan bir canlıyı tedavi edebildiğim ve bundan
dolayı eğitim aldığım için çok mutluyum. Bütün meslektaşlarım gibi. Her
meslekte olduğu gibi bizde de maddi endişeler olsa da!
MADDİ YÖNDEN YETERLİ, SOSYAL YÖNDEN YETERSİZ BİR MESLEK
RIZA TEMİZCİ
Veterİner Hekİm |KONYA|
1981 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
23 yıldır Konya’da serbest veteriner hekimlik yapan Rıza
Temizci, hayvancılıkla uğraşan bir aileden geliyor. Mesleğin kaliteli yapıldığı
zaman hiçbir zorluğu olmadığını söylüyor. Temizci, mesleği ile ilgili
düşünceleri şöyle aktardı.
1983 yılından beri Konya Merkez'de serbest veteriner
hekimlik yapıyorum. Hayvancılıkla uğraşan bir aileden geliyorum. Dedem atçı
idi, babam ise besicilikle uğraşıyordu. Bundan dolayı ben de kendimi
hayvancılığın icinde buldum. Maddi olarak beklentilerimi karşılayan hekimlik
mesleği, sosyal yönden yetersizdi. Büyükbaş hayvan klinisyenliği ve veteriner
ilaçları, premiks ticaretine aktif olarak devam ediyorum. Ayrıca ulusal anlamda
üretim ve pazarlama yapan bir boya şirketinin ortağıyım ama klinisyenlik asıl
işimiz olmaya devam ediyor. Veteriner hekimlik mesleği, çileli ve zor bir
meslektir. Ama severek, kaliteli hizmet verip karşılığını da alıyorsanız hiçbir
zorluğu olduğuna inanmıyorum. Mesleğin etik kurallarına ve deontojiye uyduğumuz
müddetçe hem mesleğimiz saygınlığını artıracak, hem de mesleğimizi hak ettiği
şekilde icra edebileceğiz. Devletin sahada aktiviteden çekilmesi gerektiğine
inanıyorum. Kontrol unsuru haline dönüşmelidir. Bu değişim başladı, zaman
içerisinde de oturacağına inanıyorum.
BUZAĞIDA SCHİSTOSOMA REFLEXUM OLGUSU VARMIŞ
Mesleğe ilk başladığım yıllar, doğuma çağrılmıştım. Müdahele
ettiğimde doğum kanalında elime yumuşak dokular geldi. Çektiğim zaman bunların
bağırsak, karaciğer vs. olduğunu gördüm. Daha önce yaşadığım bir olay değildi.
Ama o anda teratolojik oluşumlardan schistosoma reflexum olabileceği aklıma
geldi. Buzağıyı düzeltip çıkardım. Doğum kitaplarında resimlerini gördüğüm
schistosoma reflexumlu buzağıyı görmüş oldum. İnsan için bilgi birikimi rolü
önemlidir. Bunu zamanı geldiğinde işinize yaradığı zaman daha çok anlıyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder